Biyometrik fotoğraf ölçüsü

Yokuş aşağı bir yer var oradan doğru gidiyorum ama çok kalabalık. Daha sonra eve geliyorum o rampadan yukarı hiç yorulmadan. Sonra annem dışarda genç kız gibi atik güzel. Anneme kızmaya başlıyorum ‘’ kar yağıyor dışarda sana dışarı çıkmak yasak yasak yasak diye sonra düştüm ve anneme ‘’ senin kemik erimen var bu havada dışarı çıkma’’ gibi konuşurken annem bir anda benden uzaklaşıp bir rampa olan sokak sağ tarafında ki kaldırımdan ve o kaldırımın yanında da tel çitlerle kapatılmış bir yer var ve o yere sırt çantası ile birlikte girdi ama girmeden önce sokağın başında 3 erkek ellerinde irimi iri uzun mu uzun birer tane yani 3 tane kangal köpekleri zincirli ve zincirlerini tutup o tel çite yaklaşıyorken annem tel çitin içine girdi. Köpekler geldiğinde o sırada tel çitin arkasında bir yerden kurtlar ulumaya başladığını anımsıyorum. Bende annemin peşinden girdim tel çite ama annem çok hızlıydı. O sırada köpeklerin duruğu yönde telçit içinde zincire bağlanmış bir domuz aniden anneme doğru koştu ve annem sanırım o yaklaşırken yere yüz üstü uzandı o da koşarak anneme uzandı yüzleri yanyana gelirken sarılırlarken bir anda annemi sıkıca sıkmaya başladığını gördüm koştum ama annem o sıra hiçbir tepki göstermedi sanki halinden memnunmuş gibiydi(nedeni bilmiyorum ama o rüya gelişimi sırasında güya anneannemin de ölümü domuz tarafından olduğu düşüncesi vardı) anne anne diye bağırarak domuzun zincirini çekmeye çalıştım sonra domuz iki ayağının üzerindeydi. Bir anda tel çitin yanında bir apartman var ve tel çitten çok uzak olmayan bu apartmanın balkonunda Şenol Güneş duruyor yanında birisi daha var sanırım sergen yalçın ve ikiside ayaklarını balkonun duvarına doğru tutmuş oturuyorlar. Olay sırasında annem yerde ve gördükleri halde bir şey demiyorlarken bende zincirini tuttuğum domuzla konuşmaya başlıyorum ama konuşma çok aklımda değil. O sıra domuzun zincirini bir yerlere bağlamaya çalışıyorum anneme gidecekken havanın karanlığından olsa gerek bana telefonunu ışığını yak ver diyorum el fenerini Şenol Güneş’e zincirini bağlamaya çalışıyorum o sırada da bir yere takmaya gibi bir şeylerle uğraşırken telefonu alıyorum sanırım onlar zinciri tutmaya çalıştı. Ve anneme gidiyorum çevirip kucağıma almaya çalışırken domuz bana dokunma kıpırdatma ambulans ya da yardım çağır gibi bir şeyler dediğini anımsıyorum galiba. Onu dinlemiyorum annemi çevirip kucağıma alırken annem küçücük oluyor bir satranç taşı gibi elimede avucumda oluyor bir anda. Sonra annem annem annem diye ağlarken uyandım. Canım annem. Aberdeen'den John Smith tarafından tasarlanan ölçüsü baron tarzı uzantılar da dahil olmak üzere Balmoral'daki orijinal kalede büyük değişiklikler yaptı.